Fiyat: | 260.00 TL |
Soru Sorun
Adınız:E-posta Adresiniz:
Sorunuz: Not: HTML'e dönüştürülmez!
Yakın gerçeklik üzerine yazılan kişisel ve fantastik bir ansiklopedinin dördüncü ve son cildinde Karl Ove Knausgaard fıskiyeler, sümüklü böcekler, kediler, gözyaşları, uğur böcekleri, kurtlar ve yengeçlerden bahsediyor. Aynı zamanda Yaz mevsiminin getirdiği düşünceler, hatıralar, özlemler, sanat ve edebiyat deneyimleri eşliğinde bir ailedeki küçük olaylar serisini kaleme alıyor. Hepsi de kayıp giden geçmiş anları yakalama çabasının yoğunluğunda yazıya dökülüyor. Yaz, olanların ve olabileceklerin yakınındaki olanakların ve her şeyin aslında ne kadar da farklı gelişebileceğinin hikâyesi.
“Başkalarını incitmek istemiyoruz, gerçeği söylemekten daha önemli olabilir bu, belki de iyi zaman geçirmenin daha önemli olduğuna veya insanlar değişmez olduğu için gerçeğin hiçbir etkisi olmayacağına inanıyoruz. İçimizi döker ve gerçek düşüncelerimizi söylersek başkalarının bizden hoşlanmayacağını düşünüyor da olabiliriz. Bu yüzden rol yapıyoruz. Fakat edebiyat sosyal oyun kurallarının geçerli olmadığı bir sığınak değil mi? Yazmak sosyal âlemin dışında kalan az sayıda sosyal eylemden biri olduğuna göre, edebiyat kesin gerçekleri dile getirmenin mümkün olduğu yegâne yer değil mi? Edebiyat acımasız değil mi? Edebiyatın özünü oluşturan ve onu haklı çıkaran bu acımasızlık değil mi?”
Yorum Yapın
Adınız:Yorumunuz: Not: HTML'e dönüştürülmez!
Oylama: Kötü İyi